Bir zamanlar, tahta bir köyde yaşayan Oğlum Can vardı. Babası Ali, güçlü kahverengi gözlere sahip iri bir adamdı. Annesi Fatma ise nazik pembe yanakları ve siyah saçlarıyla güzel bir kadındı. Ali ve Fatma'nın en büyük tutkusu ise traktörlere olan aşklarıydı.
Ali, her sabah erkenden kalkar ve traktörünü çalıştırırdı. Dumanlar yükselirken Oğlum Can, heyecanla traktörün motor sesini dinlerdi. Ali, traktörün direksiyonuna geçip tarlaya giderken, Oğlum Can da mutlu bir şekilde yanında otururdu.
Bir gün, köyde büyük bir yarışma düzenleneceği duyuldu. Yarışmanın konusu traktörlerdi. Ali ve Oğlum Can bu yarışmaya katılmaya karar verdiler. Fatma ise, köyde ev işleriyle uğraşacaktı. Oğlum Can, annesinin sözünden çıkmadığı için üzüldü, ama annesini mutlu etmek istediğini anladı.
Yarışma günü geldi. Ali, traktörünü süsledi ve Oğlum Can'la birlikte yarışma alanına geldi. Orada birbirinden güzel traktörler vardı. Oğlum Can, heyecanla diğer traktörleri izlerken, Ali gururla traktörünü sunuyordu.
Yarışma sonunda, Ali'nin traktörü birinci oldu! Oğlum Can, babasını çok gururlandırdı. Ali, ödül olarak bir altın traktör figürü aldı. Eve döndüklerinde, Fatma onları görmeye gelmişti. Oğlum Can, annesine ödülü gösterdi ve annesinin gülümsemesine sevindi.
Artık Oğlum Can ve ailesi, bir traktör ailesi olarak ünlenmişti. Her hafta sonu, özel aile piknikleri düzenleyip traktörlerinde gezintiye çıkıyorlardı. Oğlum Can, annesinin sözünden çıkmamak ve ailesiyle mutlu olmanın ne kadar önemli olduğunu anlamıştı.